Kayıtlar

RUSYA KONSTRÜKTİVİZM VE ALMANYA DA BAUHAUS

Resim
Bauhaus ve Rus Konstrüktivizm için sanatsal dışa vurum yerine zihinsel tasarım süreçlerini ifade eden konstrüksiyondur. Bauhaus işci konseyiyle küçük bir kesime lüks üretmek yerine geniş bir kesime kullanışlı yaşam alanı üretebilme düşüncesi  üzerine kurulmuştur. Rus Konstrüktivizm ne kadar maleviç (biçimsel sadelik) ve picassonun (kolay) sisteminden beslense de özünde biçimi belirleyen işlevdir düşüncesiyle şekillenmiştir. Topluma yeni görünüm katmak konstrüktivistlerin hedefidir. Bireysel sanattan yana olanlar ütopyacı olarak nitelendirilmiştir. Sovyetler Birliğinde yeni açılan okulda sanat tasarımı ve ideolojik eğitim verilmiştir. Rus Konstrüktivizmin en önemli mimarlarından biri olan Vladimir Tatlindir.  Tatlin özelliği heykelde insanı  kütlesellikden uzaklaştırıp insanı gerçek mekanda , gerçek malzemeyle baş başa bırakmasıdır. Sovyet avangard sİmgesi Enternasyonal anıt da Tatlinin örneğidir. Konstrivistler yaratma değil inşa etme, sanatsal değil toplumsal, kişisel değil toplumsal

SANAT VE ZANAAT AKIMI

İnsanların kentlerde yoğunlaşmasına yol açan endüstrileşme, ikizi olan kentleşmeyi yarattı. Bunların sonucu toplum, politikası, ekonomisi ve kültürel yaşamı ile önemli değişikliklere uğradı.  Onsekizinci yüzyıldan beri ivme kazanan endüstrileşme ve kentleşme ikiz olgusunun, toplum ve çevre üzerinde önemli olumsuz etkileri gelişti:  - Emeğin bölünmesi ve emekçininbir makinanın dişlisi» durumuna gelerek öneminin indirgenmesi; - Kentlerde yüksek düzeyde kirlenme ve kalabalıklaşma;  - Her türlü eşyada ve mimaride geçmiş stillerin taklit edildiği / yozlaştırıldığı ucuz zevksiz nesnelerin makina ile seri olarak üretilerek toplumda bilinçsizce tüketiminin yaygınlaşması 19. yüzyıl ortalarında açıkça belirginleşen, hem toplumsal ilerici, hem de muhafazakar düşünürler için mutsuzluk kaynağı olan etkilerdi.  Ondokuzuncu yüzyıl ortalarında İngiltere’de gelişen bir yenilenme hareketi olarak «Sanat ve Zanaat Akımı», modern mimarlık ve tasarımın etik ilkelerini belirlemiş olması bakımından ön

OSMANLI MİMARİSİ

Anadolu’da «Beylik» Dönemi’ndeki yapı yapma etkinlikleri Erken Osmanlı Mimarisi olarak tanımlanan mimariyi oluşturmuştur. Bu mimariye tipik olan İznik ve Bursa türü cami ve «zaviye»dir (derviş manastırı). Bu tür yapılara giderek artan büyüklük ve önemlerde inşa edilen medrese ve hamamlar eşlik etmiştir. İznik’te ve Bursa’da görülen cami tipi, çok-sütunlu nefli mekanın redd edildiği merkezi planlı caminin geliştiğini gösterir.  Bir kübik mekan üzerinde yarım kubbeli, revaklı (sütunlu giriş – portiko) ve (tuğla veya taşla inşa edilen) ince minareli Osmanlı camisinin temel modeli olmuştur. Bu model, Anadolu’daki Osmanlı Dönemi boyunca, kubbenin, Aya Sofya’nın kubbesi ile yarışarak büyümesi ve vurgulanması ile sürmüştür. Yine bu model, 18.yüzyıl Avrupa Barok Mimarisi’nin biçimdeki akıcılığına uyarlanmıştır. (T.Goodwin) Osmanlı Mimarisi’nde 3 dönem tanımlanmaktadır:  - Erken Dönem: 13.yüzyıl-15.yüzyıl ortaları (Beylik’ten Sultanlığa)   - Klasik Dönem: İstanbul’un alınması 1453-

ANADOLU SELÇUK MİMARİSİ

Resim
 Anadolu’nun değişik bölgelerindeki Türk toplulukları tarafından yaratılan mimarlık stilleri arasındaki ortak özellikler farklılıklardan daha baskındır. Güvenlik gereksinimleri, din, iletişim ve iklim ortak olan ana etmenlerdi. Orta Asya, İran ve Suriye etkilerine rağmen, kendine özgü bir mimari yaratmalarında Anadolu’nun kendi etkileri olmuştur. Anadolu Selçuk Mimarlığının bazı özellikleri: - Soğuk geçen kışlar, çepeçevre sarılı avlulara, sütunlu büyük mekanlara ve tepe açıklıklı kubbeli mekanlara yol açmıştır. - Anadolu Selçuk Mimarisi’nde ağırlıklı olarak kullanılan ana inşaat malzemesi taştır. (İran’daki tuğla kullanımından farklı olarak); Selçuklu Mimarisi’nde tuğla minarelerde kullanılmıştır. Ayrıca yerel inşaat teknikleri ve malzemeleri benimsenmiştir.  - Dıştan dikdörtgensel kütlenin yalınlığı, kabartma işçiliği ile yoğun bezemeli giriş kapıları ile zıtlık oluşturmaktadır. Bu tür giriş kapıları giderek binanın çatı hizasının üzerine çıkarak anıtsal bir etki kazandı.  - Be

SANAT SERGİSİ

Resim

Avrupa’da Gotik, Rönesans ve Barok Mimarileri

Resim
Gotik Mimari  Fransa’dan Avrupa’ya yayılan, 12. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar süren ve temel özelliği dikey hatlar olan mimari üsluptur. Ortaçağ sanatsal gelişiminin son büyük evresi olan Gotik’in kaynağı, Kuzey Fransa’da Sens, Reims ve Rouen piskoposluklarıdır. Gotik yapılar, Tanrı’ya ulaşmak için yapılmış ve en özgün ürünler dini mimaride verilmiştir. Bu dönemde insan eyleminin odağı dinsel yaşam olduğu için, en ileri mimari tasarım ve teknolojiye sahip olan yapılar kilise tarafından yaptırılmıştır. Avrupa mimarlığında önemli yer tutan ve genellikle yapımları yıllarca süren çok sayıda katedral inşa edilmiştir. Katedraller, Ortaçağ’ın tarihsel koşullarının, toplumsal psikolojisinin ve Tanrı odaklı yaşamının anıtsal ifadeleridir: “Katedral Tanrı’nın eviydi, bu ifade sıradan bir şey değil korku dolu bir gerçeklik olarak anlaşılıyordu. Ortaçağ insanı yaşamının her yönünü etkileyen doğaüstüyle birlikte yaşıyordu” . Gotik’in en önemli katedrallerinden biri, Paris’teki Notre Dame Katedrali’