Renk Ve Temel Tanımlamalar
Nesneler bize renklerini kolayca gösterdikleri için günlük yaşamda, boşluktaki görünmeyen renk ışınlarının içinde renklerin bulunduğunu düşünmeyiz bile.Ancak, bulutsuz bir havada gökyüzünün mavi renkte olduğunu görürüz ve yakın mesafenin renksiz gibi algılanmasına karşın gökyüzünün neden mavi renkli oluşunu merak ederiz."Güneş ışığı gökyüzünden geldiğinde havada bulunan partiküllerin engeliyle karşılaşır.Bu çarpışmalarda ışınlar yön değiştirir ve ışın serpintileri oluşur.Bu serpiştirilen ışınlardan kısa dalgalı mavi ışık, uzun dalgalı kırmızıdan daha fazla serpiştirilir.Böylece serpinti ışığı kırmızıdan on kat daha fazla mavi ışık içerir.Bunları İngiliz fizikçi Lord Rayleigh keşfetmiştir.
Onun anısına, ışığı havanın içinde doğru yolundan saptıran olaya "Rayleigh-Serpintisi" denir. Bu üstünlüğe yeşil, sarı ve turuncu renkli ışık hüzmeleri karşı koyamaz ve serpinti ışığı bize mavi görünerek gökyüzünün rengini oluşturur.

Güneş ışığındaki ışın demetleri, yağmur zerreciklerinin kristal etkisi yaratmasıyla, içindeki renklerin varlığını gök kuşağı şeklinde gösterirler.Ancak o zaman insanlar, ışınların renkleri barındırdığını ve renk niteliği gösterdiğini bilinçle algılarlar.
Henry Matisse ''Renk ışığın dışa vurumudur'' diyerek özet bir tanım getirmiştir. Renkler değişik dalga boylarıyla ışın demetleri içinde yerlerini almaktadır.Bir ışın demeti cam prizmanın bir yüzüne yöneldiğinde, iç kısma doğru kırılmaya uğrayıp ikinci yüzeye çarpar ve yine kırılarak prizmayı terk eder.Renk ışınlarının sahip olduğu değişik dalga boylarından dolayı prizmayı terk eden ışınların kırılma açıları farklı olduğundan, renklerin sıralanışı da değişmeyen bir diziliş göstermektedir.En az kırılma açısı kırmızı renge aittir.Çünkü kırmızı ışığın dalga boyu uzundur.
Çevremizdeki varlıkların renk özelliğini ortaya çıkartan ışığın yapısındaki özellikler, bu alana ilgi duyan bilim insanlarını daima çekmiştir.Ayrıca sıcaklık ve renk de birbirleriyle ilişkilidir.Bir cisim tarafından her dalga boyunda yayılan ışık miktarı o ışığı üreten cismin sıcaklığına bağlıdır.Sıcak cisimler ışıklarını daha çok kısa dalga boylarında yayarken soğuk cisimler daha uzun boylu dalgalarda ışınım yayarlar.Bir cismin ışıma(radyasyon) ısısı o cismin en fazla ışık verdiği dalga boyu ile ilişkilidir.
Bir nesne görülebilen tüm ışınları emerse siyah görünür.Hiç emmezse beyaz görünümlü ya da saydam görünür.
Cismin enerji emişi atomun yapısına, elektrik yüküne ve doğrudan içinde bulunduğu doğal koşullara göre değişir.
Her renkli yüzey kendi kimliğiyle ilgili rengin karşıtı olan renge ait olmak üzere, insanların psikolojik algılarında bir boşluk yaratır.Duyumsanan boşluğu doldurmada etken olan rengin karşıtlık özelliği vardır.Karşıt(kontrast) değerler ilişkisinde, birbirini itme ya da çatışma söz konusuyken yüzeylerdeki renklerin kendi karşıtlarına gereksinim duyurtması psiko-fizyolojik bir olaydır.Böylece renklerde karşıtlık kavramının yanına tamamlayıcılık kavramı da eklenmektedir.
Renk şiddeti güçlü olan iki karşıt renk yan yana gelirse,tedirgin edici bir etki yaratır.Ancak karşıt renklerin tonları ve şiddetlerinde değişiklik yapılarak uyumlu hale getirilirse bu kez etki gücü olumlu yönde artar.Karşıt değerlerin arasına,ayrıca nört(renksel karakterin etkin olmaması) olarak nitelendirdiğimiz renkler,grilik ve koyuluklar getirilirse,uyum için ortam yaratılmış olur.
FE-Renk Çemberi ve Temel Kavramlar
Üç ana renk ilkesine göre(kırmızı,mavi,sarı) genellikle ara renklerle birlikte 12 renk değeri gösterilmektedir. Boya renkleriyle ışık renklerinin farklılığını Hermenn Von Helmolti ortaya koymuştur.
Boya renklerindeki yapı renk çemberinde görünmektedir.Işın renklerindeki farklılığı ortaya çıkaran deneysel sonuç ise ilgi çekmektedir.Işık renklerinde belirleyici üç temel renk;kırmızı,mavi,yeşildir.Bu ışık renklerindeki çakışan değerlerden sarı, magenta, cyan çıkmaktadır.Tüm renklerin çalıştığı ortak bölüm ise beyazdır. Boya Maddesi(Pigment):Bir yüzeye renk katmada kullanılan sıvı,toz ya da değişik medyumlarla karışımlı boya maddelerinin renk sağlayan niteliğine pigment denir. Kırmızı.mavi ve sarı olmak üzere adlandırılan bu renkler, başka renklerle karışmamış olanlardır.Diğer renkler ise bu renklerden elde edilirler.Bu özellikler onları primar (birinci)renkler olarak tanımlatır. Birincil üç rengin (kırmızı, sarı,mavi) karıştırma sisteminden; 3 adet ikincil (secondary) renkler olan turuncu,yeşil,mor karışımları çıkar.Bu ikinciller hemen bitişiklerindeki birincil renklerle karıştırıldığında ise,üçüncül renklerin(tertiary colors) elde edilmesine yol açar.Pigmentlerle,tüm diğer renkleri üç temel renkten karıştırma yeteneği,baskıcıların mürekkeplerinde ve renk fotoğrafçıların da olur.Saydam mürekkepler ile krom sarısında,magentada, cyanda,artı siyahta ki fotoğraf boyaları ile beyaz kağıt üzerine gözün algılayabildiği tüm renkler elde edilebilir.Ama boya karışımlarında , üç ana renkten tüm renkleri karıştırarak elde etmek olanaklı değildir.Bu nedenle bazı teorisyenler daha çok renk karışımı elde etmek için pigmentlerin temel renk listesine yeşili ve moru da eklemişlerdir.Renk standartçısı Albert Munsell, principal hues dediği beş temel pigment rengi olarak yeşil,mavi,mor,kırmızı ve sarıyı önermiştir.
Saturation(Doyum):Renk çemberinde komşu olmayan ve çemberde her rengin karşısında yer alan (Atom) renge karşıt renk(contraste) denilmektedir.Karşıt renkler yan yana gelirse birbirini canlandırır ve hatta renk şiddetleri fazlaysa,bakılamaz derecede güçlü etki yapabilir.Ancak iki karşıt renk pigment olarak karıştırılırsa , krom grisine dönmeye başlar.Tanımlayıcı karışım yapılarak grileşme derecelerine ise situration(doyum) denir.Bu işlemde , renk şiddeti(intensity) en yüksek durumdan grileşmeye doğru giderken doyma derecesi artar ve nörtleşme gerçekleşir.
Value(Değer):Işık karışımları konusundan söz edildiğinde, değer(value), parlaklık(brightness) olark bilinir.Değer bir renkteki açıklık koyuluk derecesidir ve pigment karışımlarda siyah ve beyazın katılmasıyla ayarlanabilir. Renk ilişkilerini gösteren şemayla değerdeki değişmeleri kanıtlamak için Albert Munsell'in renk ağacı da en çok kullanılan deneysel örneklerden biridir.
Hue:Renk çemberinde yer alan renklerden her birini diğerinden ayırtan ve rengin karakterini tanımlatan özelliğe hue denir.Hue, renklerin dalga boylarıyla ortaya çıkan özelliğini yansıtır.
Analog Renkler:Renk çemberinde yer alan renklerde,yan yana gelenlere analog renkler denir.Bu tür yakınlık içinde olan renkler, komşu renkler olarak da adlandırılır.Bu renklerdeki özelliklerin yakın olmasından dolayı,bu tür renklerin bir araya gelmesiyle uyum kolay sağlanır.
Sıcak Renkler: Sarı,turuncu ve kırmızı renkler olarak sıcak renklere örnek verilebilir.Yakınlık hissi verir.
Soğuk Renkler: Mavi,mor ve yeşil de soğuk renkleri oluştururlar.Uzaklık hissi verir. Koridor şeklinde uzun bir mekanın, olduğundan daha kısa-geniş etki yaratması istenirse; yan duvarlar soğuk renklerin koyu tonlarına boyanır. Eğer, koridorun olduğundan daha dar-uzun etki yaratması istenirse, açıklanan işlemin tersini yapmak gerekir.
Yorumlar
Yorum Gönder